ENDİŞENİN YATIŞTIRICISI; GÜVENDİR
Gökyüzü sisli puslu değildi o gün. Ama içine anlamlandıramadığı bir kasvet oturmuştu. Aklında lime lime olmuş düşünceleri yokmuşcasına, korkular biriktiriyordu o'na dair. Ulaşılamaz uzaklıkta olmasalar da karşı karşıya durdukları yerde siyah bir duvar set çekiyordu aralarına. İnsan; ulaştığının galibi, ulaşamadığının mağlubu değildi oysa. Adımları sekteye uğradı, içinde cümleler devrilirken. İnsan dedi, bazen yaklaşır, bazen yakınlaşır bazense içinde öğütürdü tüm olmamışlıkları. Besbelli bir çatışmaydı bu; geleceğin, geçmişten alacağı vardı. Çerçevenin dışına taşan loş duygularla cebeleşiyordu. Aidiyetin bulunmadığı fotoğraflarda, niçin figüranlık yaptığını düşündü. İçinden taşan bu sorunun cevabının kendinde saklı olduğunu düşünse de etrafındaki herkes, o, gerçek yanıtı ona verebilecek olanı bekliyordu.