UMMANSIZLIK
Martı sevdiğini denizde arar. Arar, bulur, divane olur onunla. Ve bir gün üzerinde uçtuğu denizin kuruduğunu görür. Vazgeçmez başta. Can suyu taşır, kuruduğunu gördüğü -sevdiğine yuva olan- denizin dehlizine. Nafile bir çabaya kendini kurban edercesine çırpınır. Aklen uzaklaşmak gerektiğini düşünse de gönlü; çekimine kapıldığı bu kadim diyardan azade olmak istemez. Döner dolanır yine oraya uçar. Ne yaparsa yapsın kuruyan denizin yeniden ikmal olmayacağı hatırlatılır ona. Hatırlatılmaktan ziyade kör edici bu gerçeklikle yüzleşmesi istenir. Her şeye rağmen ayrılmaz martı ona gönüldaşlık eden denizin dibinden. Çoraklaşmış bu diyardan medet ummaz amma sevdiğine ihanet etmemiş olma ferahlığıyla can verir.
Ve şu hakikat haykırılır göklerden; insan daima kendi çölünde kurumaya mahkumdur.
Yorumlar
Yorum Gönder